Alternatif Gündem

Kaydol Giriş yap

2026 konut piyasasını faiz ve güvenilir raporlar belirleyecek

Yüksek faiz nedeniyle konut piyasası durgun bir seyir izliyor. Uzmanlar, 2026 konut piyasasını faiz ve güvenilir raporların belirleyeceğini söylüyor

Gayrimenkul piyasası 2026’ya hazırlanırken, faiz oranları, enflasyon ve alternatif finansman modellerinin yanı sıra yapay zekâ destekli değerleme süreçleri öne çıkıyor. Sektörün uzman isimleri, “tamamen dijital değerleme” döneminin kapıda olduğunu ancak insan onayının sürece daima eşlik edeceğini vurguluyor.

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul değerleme uzmanlarından biri olan Düzey Değerleme Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Cihan Kurtulan, 2026 yılına ilişkin beklentilerini ve sektörün geleceğini değerlendirdi.

"Faizler Ve Finansman Belirleyecek”

Konut satış istatistiklerine dikkat çeken Kurtulan, son on yılın ortalamalarında ipotekli satışların toplam satışlar içindeki payının yüzde 22,7, birinci el satışların yüzde 35, ikinci el satışların ise yüzde 65 seviyesinde gerçekleştiğini belirtti. Ancak özellikle son iki yılda bu ortalamaların altına düşüldüğünü hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Eğer 2025 sonu itibarıyla küresel enflasyon düşüş trendine girerse ve faizlerde gevşeme olursa, 2026’da konut piyasasında ılımlı bir canlanma beklenebilir. Ancak enflasyon yüksek kalır ve faizler yüksek seyrini sürdürürse, fiyatlar nominal bazda artsa bile reel bazda durağan veya gerileyen bir tablo görebiliriz. Türkiye gibi yüksek enflasyonlu ülkelerde ise konut, yine enflasyona karşı korunma aracı olarak görülmeye devam edecek.”

Kurtulan’a göre, piyasada dengeli bir hareketliliğin başlaması için üç temel koşulun sağlanması gerekiyor: faiz oranlarının kademeli olarak düşmesi, alternatif finansman modellerinin devreye girmesi ve her gelir grubuna uygun konut arzının sağlıklı şekilde planlanması.

Kurtulan, “Bu şartların oluşmasıyla birlikte özellikle 2026’nın üçüncü çeyreğinde ve 2027’de oldukça hareketli bir gayrimenkul piyasası oluşabilir. Hedef, 1,5 milyonun üzerinde konut satışı ve satışların yüzde 20–25 bandında ipotekli krediyle gerçekleşmesi” dedi.

“Hibrit Model Daha Güçlü”

Gayrimenkul değerleme süreçlerinde dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğunu belirten Kurtulan, yapay zekânın sektör için hız ve verimlilik getirdiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Evet, gelecekte tamamen dijital değerleme teknolojik olarak mümkün. Ama yasal ve etik nedenlerle insan uzmanların onayıyla hibrit bir değerleme modeli en güçlü senaryo görünüyor. Yapay zekâ, değerleme süresini günlerden saniyelere indirecek; ancak değerin sadece rakam olmadığını hatırlatacak insan dokunuşu devam edecek.”

Değerleme sektörünün ülke ekonomisi için stratejik bir rol üstlendiğini ifade eden Kurtulan, doğru ve güncel veri tabanları ile oluşturulacak değer haritalarının şeffaflık sağlayacağını ve sürdürülebilirlik açısından kritik önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

“Ekspertiz Raporu Olmadan Banka Kredisi Çıkmaz”

Gayrimenkul değerleme raporlarının bankacılık sistemi ve bireysel yatırım kararları açısından kritik rol oynadığını belirten Kurtulan, bu raporların sadece “fiyat belirleme” aracı olmadığının altını çizdi: “Gayrimenkul değerleme raporları, finans kurumlarının kredi riskini yönetme, teminatı belirleme, limitleri oluşturma ve yasal yükümlülükleri yerine getirme süreçlerinde merkezi rol oynar. Kısaca, banka kredisi ekspertiz raporu olmadan çıkmaz.”

Vatandaşların yalnızca kredi süreçlerinde değil, alım-satım kararlarında da değerleme raporuna başvurmasının önemini hatırlatan Kurtulan, “Bu rapor, tapu ve takyidat verilerinden ruhsat ve imar durumuna kadar birçok teknik detayı içeriyor. Dolayısıyla sonradan ortaya çıkabilecek hukuki ya da teknik sorunların önüne geçmenin en güvenilir yoludur” dedi.

Röportajdan çıkan tabloya göre 2026 yılı, gayrimenkul piyasası açısından bir dönüm noktası olacak. Faiz ve finansman dengesi, yapay zekâ ile desteklenen değerleme süreçleri ve şeffaf ekspertiz raporları; sektörün yönünü belirleyecek üç temel unsur olarak öne çıkıyor.


İlgili Başlıklar


Bunlar da İlginizi Çekebilir