Alternatif Gündem

Kaydol Giriş yap

Kalp sağlığı ile ruh sağlığı birbirine bağlı

Kalp sağlığının nelerden etkilendiğini anlatan uzmanlar, ruhsal sağlık ve kalp sağlığı birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu söyledi

Depresyon ve kronik stresin, kalp-damar hastalıklarının riskini artırırken, kalp sorunlarının da ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, “Ruhsal iyilik hâli hem kalp-damar hastalıklarından korunmada hem de tedavi sürecine uyum sağlamada olumlu katkılar sağlar.” dedi. Psikoterapi ve stres yönetimi tekniklerinin, kalp ritmi, tansiyon ve damar sağlığı üzerinde olumlu etkiler yarattığını kaydeden Aytop, kalp ve zihin sağlığının, bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, 29 Eylül Dünya Kalp Günü kapsamında ruhsal sağlığın kalp-damar sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.

Ruh Sağlığı İle Kalp Sağlığı Arasında Çift Yönlü Bir İlişki Var!

Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, kalp ve damar hastalıklarının, dünya genelinde en yaygın ölüm ve engellilik nedenleri arasında yer aldığını hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine göre ise, ülkemizde gerçekleşen ölümler arasında yüzde 36 oranı ile kalp ve damar hastalıkları ilk sırada yer alıyor.” dedi.

Kalp-damar hastalıklarına yol açan pek çok farklı etken bulunduğunu ve bu etkenlerin kişiden kişiye değişebildiğini aktaran Aytop, “Fiziksel risk faktörlerine ek olarak, ruh sağlığı ile kalp sağlığı arasındaki ilişkinin de önemli olduğu bilimsel çalışmalarla destekleniyor. Depresyon, anksiyete ve kronik stres gibi psikolojik sorunlar, kalp-damar hastalıklarının ortaya çıkma riskini artırabilir ve mevcut hastalıkların seyrini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca sosyal izolasyon, yetersiz sosyal destek ve yalnızlık gibi etkenler de hem kalp sağlığını hem de tedavi başarısını olumsuz etkileyebilir. Öte yandan, kalp-damar hastalıkları fiziksel sınırlılıklar, sosyal ve iş yaşamında değişiklikler, maddi sıkıntılar ve belirsizlikler gibi etkenler aracılığıyla depresyon ve anksiyete gelişimine zemin hazırlayabilir.” şeklinde konuştu.

Depresyon, Kalp-Damar Hastalıkları Riskini Artırıyor

Ruhsal iyilik hâlinin hem kalp-damar hastalıklarından korunmada hem de tedavi sürecine uyum sağlamada olumlu katkılar sağladığının bilindiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, “Kalp sağlığının yerinde olması da ruhsal iyiliği destekler. Bu nedenle, kalp sağlığını değerlendirirken bireyin ruhsal durumunu da dikkate almak, hastalığın önlenmesi ve tedavisinde daha etkili bir yaklaşım sağlar” dedi.

Depresyon yaşayan kişilerde kalp-damar hastalıklarının daha sık görülmesinin nedenlerine değinen Aytop, şunları söyledi:

“Depresyon, duygu, düşünce ve davranışları olumsuz etkileyen ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Kronik, düşük dereceli iltihaplanmaya yol açarak damar iç yüzeyinde hasara ve damar daralmasına neden olabilir. Depresyon sırasında artan kortizol, adrenalin ve noradrenalin gibi kimyasallar kan basıncını yükseltebilir, kalp ritim bozukluklarına ve bağışıklık sistemi işlevlerinin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca trombosit aktivitesini artırarak kalp krizi veya inme riskini yükseltebilir.

Davranışsal olarak depresyon, sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıklarının gelişmesine zemin hazırlar; sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve ilaç tedavisine uyumsuzluk daha sık görülür. Öte yandan, kalp-damar hastalıkları tanısı alan bireylerde yaşanan değişiklikler depresyon ve anksiyete gelişimi için risk oluşturur.”

Sağlıklı Bir Ruh Hali, Sağlıklı Bir Kalp Demek!

Ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin, duygularla daha dengeli başa çıkabildiklerini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, “Bu kişilerin psikolojik dayanıklılıkları güçlüdür, sorunlarla başa çıkma kapasitesine sahiptir ve gerektiğinde destek aramaktan çekinmezler” dedi.

Sağlıklı bireylerin bedenlerine özen gösterdiğini, sağlıklı beslendiğini, düzenli uyuduğunu ve fiziksel aktiviteyi yaşamlarına dahil ettiğini dile getiren Aytop, “Stres tepkileri uyumludur ve tedavi süreçlerine uyum sağlarlar. Bu bilişsel, duygusal ve davranışsal artılar; kalp ritmi, tansiyon, damar esnekliği ve inflamatuar süreçler üzerinde koruyucu etki yaratır.” açıklamasını yaptı.

Psikoterapi Ve Stres Yönetimi Kalp Sağlığını Koruyor

Psikoterapi ve stres yönetimi tekniklerinin kalp sağlığına etkilerine değinen Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, şu bilgileri paylaştı:

“Psikoterapi, bireyin bilişsel, duygusal ve davranışsal süreçlerini fark etmesine ve daha işlevsel biçimde yapılandırmasına yardımcı olur. Psikolojik dayanıklılık, özyeterlilik, özgüven, özdeğer ve içsel motivasyon güçlenir. Bu süreç, kalp-damar sağlığını destekleyen fizyolojik mekanizmaları dengeler, inflamasyonu azaltır, damar yapısını korur ve kan akışını düzenler. Psikoterapi ayrıca sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeye ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmaya yardımcı olur.

Nefes çalışmaları, gevşeme egzersizleri, meditasyon ve farkındalık temelli uygulamalar yani stres yönetimi teknikleri otonom sinir sistemi üzerinde dengeleyici etki oluşturur, kalp atım hızını ve kan basıncını düzenler. Uzun vadede stresin kalp-damar sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır.”

Kalp Ve Zihin Sağlığının Ayrılmaz Bir Bütün Olduğu Kabul Edilmeli

Psikolojik sorunların kalp-damar sağlığını olumsuz etkileyebileceğine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, “Bu nedenle, sorunları göz ardı etmemek, sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmek ve gerektiğinde ruh sağlığı uzmanlarından destek almak önemlidir.” dedi.

Tedavi sürecinde ilaç kullanımı ve kontrollerin aksatılmaması ve kalp fonksiyonlarının düzenli olarak izlenmesi gerektiğinin altını çizen Aytop, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sağlıklı beslenme, düzenli uyku, fiziksel aktivite, zararlı alışkanlıklardan uzak durma ve sosyal destek güçlü tutulmalıdır. Kalp ve zihin sağlığını birlikte korumanın en önemli adımı, bunların ayrılmaz bir bütün olduğunu kabul etmek ve fiziksel ile psikolojik sağlığa bütüncül bir yaklaşımla özen göstermektir. Bu, sağlıklı yaşam tarzı, dengeli yaşam ve gerektiğinde profesyonel destek almayı kapsar.


İlgili Başlıklar


Bunlar da İlginizi Çekebilir